Türkiye’de futbolun heyecanı ve tutkusu her geçen gün artarken, taraftar hakları konusundaki eksiklikler de göz önüne çıkıyor. İran ve Fransa’daki Uluslararası Taraftar birliklerinin girişimleri ile elde edilen sonuçlar, Türkiye’de de Ulusal Taraftar Birliği’nin önemini bir kez daha ortaya koydu. Sakarya ve Kocaeli gibi arası 40 km olan iki kentin ve hatta birbirleriyle bu kadar çok akrabalık bağının da olduğu bu komşu iki kentin 2021 yılı play-off finali harici ligde 12 yıl sonra karşılaşmasında deplasman tribünün boş bırakılması gündemde. Kocaelispor Sakaryaspor maçında deplasman yasağının devamı, ulusal düzeyde taraftar hakları konusundaki boşluğu bir kez daha vurgulayacak.
İran’da Kadınlar Maça Girebildiler
19 Aralık’ta Tahran’da oynanan tarihi Tahran derbisinde, 101 yıl sonra ilk defa Esteghlal – Persepolis maçında 3000 kadın taraftar maçı izledi. Stadyumun 2. Katında kadınlara ayrılan ayrı bir bölgede yarı yarıya izleme imkânı olsa da çok önemli bir adım. Bu arada biletlere ulaşmak çok kolay olmadı. Tanıdıkları olan kadınlar ayrıcalıklı bir şekilde bilet sahibi oldu. Yine de Kadın hakları aktivistleri için büyük bir zafer. Open Stadyum organizasyonunun çabaları sayesinde, İran’da kadınlar artık maçları daha fazla izleyebilecek.
Fransa’da Yasaklı Deplasmanlar Kalktı
Fransa’da ise, yasaklı deplasmanların kaldırılmasında Fransa’da bulunan ulusal taraftar birliği büyük rol oynadı. Valilik kararlarına itiraz eden bir avukat ekibi, üst mahkemede deplasman yasaklarını kaldırdı ve bu karar, sadece 2. ligde değil, 1. ligdeki birçok maçı da etkiledi. Lyon gibi yüksek potansiyelli ve dosyası kabarık taraftarların deplasman yasakları rahatlıkla kaldırılabildi. Bu gösteriyor ki, taraftar birlikleri örgütlü mücadeleleriyle zamanla taraftar haklarını savunan bir kurum haline gelebiliyor.
Türkiye’de Taraftar Hakları Derneği’nin Çabaları
Türkiye’de ise, Taraftar derneği dendiği zaman akla sadece kendi takımlarının organize çay içebildikleri lokaller akla geliyor. Ancak, Passolig davasında aktif rol alan Taraf- Der, Türkiye’de taraftar haklarını savunmak adına önemli bir adım attı. Bünyesinde bulundurduğu avukatlar ile e-Biletin kaldırılması noktasına kadar geldi. Ülke içi istikrarsızlık, savcı ve hakimlerin sürekli değiştiği dönemde maalesef bu konu güme gitti. Hatta oldu bitti ile üstü kapatıldı. Bu dernek de zamanla enerjisini kaybederek pasif hale geldi. Çünkü tribünlerden hak ettiği desteği asla göremedi.
Ankara Merkezli Taraf-Der ‘in açtığı bu yol uluslararası taraftar derneklerinin dikkatini çekmişti. İzmir merkezli Taraftar Hakları Derneği bu dikkati bir üst seviyeye çıkararak İzmir ‘de Avrupa Futbol Taraftarları (FSE) kongresi gerçekleştirdi. Bu kongrede yıkılan statlar hakkında taraftarın görüşlerinden, tribündeki cinsiyet ayrımcılığı konulu atölyelere kadar geniş bir yelpazede işler yapıldı. Bu kongre iç istikrarsızlık nedeniyle tamamlanamadı. Bu dernek de hak ettiği desteği tribünlerden göremediği için enerjisini kaybetti ve şu an pasivize oldu.
Türkiye’de Ulusal Traftar Birliği Gerekliliği
Türkiye’nin farklı şehirlerinde kurulan lokal taraftar grupları, kendi kulüplerinin yönetim modellerini değiştirmek ve taraftar haklarını daha üst bir seviyeye taşımak için çaba sarf ediyor. Ancak, Türk taraftarlarının ihtiyacı acil bir şekilde ulusal taraftar birliği olgusudur. Bu birlik, taraftar haklarını koruma, cezalara itiraz etme ve futbol kararlarında taraftarların da söz sahibi olmasını sağlama konusunda kilit bir rol oynayabilir.
Türkiye ‘nin lokomotif tribünleri sistem tarafından kıskaç altına alınmış durumda, Tribün liderleri art niyetli olmasa bile denetim mekanizması adı altında üzerlerinde bir baskı var. Bugün açtığınız pankart yüzünden yönetim tarafından tayfa biletlerinin kesilmesi. Toplu kombine alımlarının engellemesi gibi tehditlere maruz kalıyorlar. Bu ortamda taraftar gruplarının tek çatı altında toplanıp, birlik kurması söz konusu olamaz. Hatta bunu dile getirmişler ise yapılmaması konusunda uyarılmış bile olabilirler.
Son zamanlarda Türkiye’deki spor kültürünün kaotik bir ortama dönüştüğü bir gerçek. Tribünlerin yok olma riskiyle karşı karşıyadır. Ancak, ulusal taraftar birliği kurularak, taraftarların futbol kararlarına etki etmesi ve haklarını savunması için bir mekanizma oluşturulabilir. Unutulmamalıdır ki, bu artık bir talep değil, Türkiye’nin spor kültürünü koruma mecburiyetidir.